Obezite Nedir?

 

      Fazladan alınan enerjinin vücutta normal sınırların üzerinde yağ olarak depolanması ile ortaya çıkan durumdur. Obezitenin değerlendirilmesi için vücut kitle indeksi ve bel çevresi ölçümleri en sık kullanılan yöntemlerdir.  Beden kitle endeksinin 30 ve üzerinde olması obezite olarak tanımlanır. Beden kitle indeksi kilogram cinsinden ağırlığın metre cinsinden boy uzunluğuna 2 kez bölünmesi ile hesaplanır.

      Gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların 3’de biri fazla kilolu, 3’ de biri de obezdir. Nüfusa göre çok yaygın olan bu hastalık durumu; bu problemin bir halk sağlığı problemi olduğuna işaret eder. Rafine gıdalara rahat ulaşım, daha hareketsiz yaşam tarzı ile bu problem her geçen gün artmaktadır. Çocukluk çağında artan obezite oranları ile bu hastalığın önümüzdeki yıllarda daha da artacağını öngörebiliriz. Bu halk sağlığı problemi ile ilgili devletlerin ciddi önleyici  politikalar geliştirmesi gerekmektedir.

 

     Obezite neden tedavi edilmelidir?

 

     Obezitenin kendisi ölüm riskini arttıran bir hastalıktır. Kardiyovasküler hastalık, diyabet(tip 2 DM), hiperkolestrolemi, hipertansiyon, inme, safra kesesi hastalıkları, eklem kireçlemesi, uyku apne sendromu ve bazı kanser risklerinde önemli artışlar olur. Biyolojik etkilerin yanında psikososyal ve ekonomik açıdan etkileri mevcuttur. Normal kilolu bireylere göre sosyal hayata adapte olamakta zorlanan bu bireylerin aynı zamanda hayatları boyunca daha fazla doktor ve ilaç masrafı yaptıkları bilinmektedir.

 

      Obezite ve metabolik cerrahi nedir?

 

      Cerrahi olarak gıda alımının ya da hem alımının hem de emiliminin azaltılmasına yönelik yapılan cerrahi girişimlerdir. İlk kez 1954 yılında başlayan uygulamalar günümüze kadar gelişim göstererek gelmiştir. Daha kilo vermeden gözlenen metabolik düzelmeler bu cerrahilerin metabolik cerrahi olarak adlandırılmasına sebep olmuştur. Bariyatrik cerrahi sonrası artan glukagon benzeri peptit-1 (GLP-1), peptit YY, ve oksitomodülin düzeylerinde yemek sonrası artış görülmekte, açlık hissi oluşturan ghrelin seviyesinde azalma olmaktadır. Bu hormon düzeylerindeki değişiklikler iştahı azaltırken, insülin düzeylerinde artışa ve şeker hastalığında düzelmeye sebep olur. Artan safra salınımı barsak mikrobiyatısını değiştirerek olumlu etkilere sebep olur. İnsülin direncindeki kırılma ile birlikte tetiklenmiş olan hipertansif durumda düzelmeler gözlenir.

 

     Obezite ve Metabolik Cerrahi kimlere uygulanır?

 

     Diyet ve yaşam değişiklikleri ile kilo vermeyi başaramamış, kilo vermekte istekli, psikolojik ve biyolojik olarak vücudunda operasyona mani bir durum olmayan,  vücut kitle indeksi 40 kg/m2 ve üzeri ya da 35 kg/m2 üzerinde olup obezite ile ilişkili yandaş hastalıkları olan kişilere uygulanabilir. Bu hastalıklar; diyabet, hipertansiyon, uyku apne sendromu, alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı, dejeneratif eklem problemleri sayılabilir.